Can Kıraç

İNTERNET

Can Kıraç

Yeni bir yüzyılın başına geldiğimizde dünyamızda 350 milyon kişi Internet olanaklarından yararlanmaktadıır. Bu sayının Türkiyemizde 1,5 milyona yaklaştığı sanılmaktadır. Yapılan araştırmalara göre Internet meraklılarının yüzde 80'ni gelişmiş ülkelerde bulunmaktadır. Avrupa Birliği ülkelerindeki ilköğretim okullarının 2002 yılına kadar bilgisayarla donatılması, bu okullardaki bütün öğretmenlere 2004 yılına kadar Internet'e bağlanma olanağının sağlanması kararlaştırılmıştır. Bu hedefler, iletişim teknolojisindeki hızlı gelişme sayesinde, Internet'in, önümüzdeki yüzyılda; üretim, ticaret, eğitim, medya, kültür, bilim, sağlık alanlarında önemli gelişmelere sebep olacağını göstermektedir. Bazı genç aydınlar, bu teknoloji ile büyük bir değişimin gerçekleşeceğini, kişisel ve toplumsal sorunlarımızın kısa sürede bir bir çözümleneceğini savunmaktadırlar.

Tutucu görüşe sahip bilim adamları ise, Internet'in önemini kabullenmekle beraber, bu teknolojinin, insan mutluluğu için gerekli olan eşitliğin ve özgürlüğün sağlanmasında, tek başına yeterli olmayacağını belirtmektedirler.

Anlaşılıyor ki; otomobilin, telefonun ve televizyonun insan ve toplum yaşamına getirdiği aşamalardan sonra, şimdi bir "Internet ihtilâli" ile karşı karşıya bulunuyoruz. Muhakkak ki, Internet, kişilere tanıdığı özgür iletişim, kendini özgürce ifade edebilme serbestliği ve tüm bilgilere erişme olanaklarıyla insanların önüne yeni ve büyük bir ufuk açmış olmaktadır. Kişinin, kendi isteğine ve kararına göre, günün 24 saatı, dilediği bilgilere ve merkezlere ulaşabilme olanağı, insan oğlunun bugüne kadar ele geçirdiği en önemli fırsatların başında gelmektedir.Bu aşamayı "İstediğimi istediğim zaman!" sloganıyda özetleyenler, Internet'i, gerçek özgürlüğe açılan bir kapı olarak benimsemektedirler.

Internet olayının en belirgin özelliği, o kişinin, ekran başında, "Web" sitelerinde ve "e-mail" adreslerinde ulaştığı; bilgi-haber-olay-resim-film-müzik olgusunu teketek izleme durumunda kalmasıdır. "Chat" odalarındaki tartışmalar fikir alışverişine imkân tanımakla beraber, fikirlerin paylaşılması sonucunu doğurmamaktadır. Bu yönüyle, Internet?in topsumsal gelişmelerde ne derece etkili olacağı bilinmemektedir. Her yenilikte olduğu gibi bu gelişmenin de, geniş anlamıyla, hazmedilmesini beklemek gerekecektir.

Uzmanlara göre, bilgisayar teknolojisinin sağladığı olanakların, bugün için, yalnız yüzde 10'nu kullanılmaktadır. Bu da göstermektedir ki, önümüzde, insanlığı yeni ufuklara taşıyacak olağanüstü büyüklükte bir alan bulunmaktadır.

Mikro ve makro bilgisayar teknolojisinin bugünlere gelmesi macerası 1940'lı yıllarda, Amerika Birleşik Devletleri Genel Kurmayı'nın hazırladığı "hızlı iletişim projesini" gerçekleştirmek için IBM firmasına verilen bilgisayar siparişiyle başlamıştır. Princeton Üniversitesi'nde araştırma bölümünde kullanılmak üzere üretilen "Univac-1" ise bilgisayar teknolojisinin, aynı dönemde, sivil alanda kullanılmasında ilk adım olmuştur. 1970'li yıllarda, gene Amerika?da, ?Apple? olayı yaşanmış, bilgisayar teknolojisi evlerde ailelerin günlük yaşamlarına katılmıştır. Aynı dönemde, bilgisayarların kurumsal kullanım alanından kişisel kullanım alanına geçişi Avrupa'da da büyük hız kazanmış, bu teknoloji sayesinde; bilim adamları, işadamları, eğitimciler, tıp dünyası ve medya mensupları birbirleriyle doğrudan temas kurabilmişlerdir. Böylece, "Yeni moda", teknoloji ve bilgisayar üreticilerine, büyüklüğü hesaplanamayan bir pazar sunmuş bulunmaktadır.

Bu yapılanmanın temelinde bulunan öge, bütün bilgi ve mesajların, uzay boyutunda, belirlenmiş kodlar aracılığı ile bir ülkeden öbürüne, bir bilgisayardan diğer bilgisayarlara anında ulaştırılmasıdır. Internet'in diğer bir özelliği, herhangi bir merkeze bağımlı olmadan çalışmasıdır. Bunun içindir ki, hiç bir otoritenin Internet'teki gelişmeleri kontrol altına alması mümkün olamamaktadır.

Başlangıçta Internet'in ne işe yaradığını sorgulayanlar, bugün, bu akımın etkisi altında, soruyu şöyle cevaplama durumunda kalmaktadırlar: "Internet ne işe yaramıyor ki!" Gerçekten, olayları ve olanakları bütün boyutuyla yaşamak isteyenlerin Internet?ten yararlanmaktan başka alternatifleri bulunmamaktadır.

Ancak, bu hızlı teknolojik gelişme karşında soğukkan-lılıklarını kaybetmeyen düşünür ve bilim adamları olaya değişik bir açıdan yaklaşmakta ve önemli bir uyarıyı aydınların gündemine sokmaya çalışmaktadırlar: "Yakın bir gelecekte; evlerimizin her köşesinin izlenmesini, kişisel yaşam biçimimizin elektronik ağın esiri olmasını, zamanı algılama refleksimizi kaybetmeyi ve Internet dünyasında kişiliğimizi yitirmeyi göze alacak mıyız?"

Bu uyarıyı yapanlar, iletişimin bu derece kişileşti-rilmesinin toplumsal uzlaşmanın sağlanmasını güçleştireceğine de dikkat çekmektedirler. Onlara göre; ne yapılacağı ve ne işe yarayacağı bilinmeyen bilgilere ulaşmanın, kişisel ve toplumsal bir yararı olmayacaktır. Bu aşırı bireysel iletişim ortamı, insanlık için çok değerli olan; "dostluk", "aşk", "sanat", "din" ve "aile" kavramlarını zayıflatacaktır. Makineler, teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, hiç bir zaman "akıllı" olamıyacaklardır. Hiç bir teknoloji "insan" olmadan hayata geçemiyecektir.

Halbuki, gelecek için yeni buluşlar hayâl eden fütüristler, bilgisayar teknolojisinin ulaşacağı seviye ile, 2050 yılına kadar kendi kendini üreten robotlar yaratacağını ve bunların insanların yönetim yetkilerine el koyacaklarını iddia etmektedirler. Bunlara göre, Internet, toplum ve çalışma hayatını, eğitim sistemlerini, kültürel gelenekleri, yaratıcılığı ve araştırma hedeflerini, kısacası insanlığın süregelen alışkanlıklarını bütünüyle değiştirecektir.

Şurası bir gerçektir ki, iletişim, artık yalnız medyanın ve profesyonellerin konusu olmaktan çıkmış, tüm insanlığın hizmetine girmiştir. Internet'in sağlayacağı iletişim olanaklarıyla, aynı görüşü ve inancı paylaşmayanlar birbirbirlerini anlama uzlaşısına kavuşacaklardır. Toplumsal gelişme, bugüne kadar olduğu gibi, gene yeni buluşların yaşamımıza katılmalarıyla devam edecektir. Tıpkı; elektrik akımının, otomobilin, telefonun, radyo ve televizyonun hayatımızı değiştirdiği gibi.

Madolyonun diğer yüzüne baktığımızda, bütün bu gelişmelerin, kötü niyetli insanları harekete geçirdiğini, uluslararası ve ulusal ceza hukukunun devreye girmesini gerektiren suçların giderek çoğaldığını görmekteyiz. Nitekim, iletişimi bozan, bilgilerin silinmesine sebep olan, sistemleri çökerten, parasal sahtekârlıkları yaygınlaştıran "virüslerin" engellenmesi amacıyla önemli maddi kaynaklar ayrılmakta ve hukuksal bir altyapı oluşturma çalışmaları hızlandırılmaktadır.

Sonuç olarak denilebilir ki, Internet dünyasına katılanlar, kendi aralarında; kültürel, sosyal ve siyasal konularda uzlaşma ve birlikte yaşama ilkeleriyle buluşmayı başarırlarsa, yeni yüzyılda, insanlığın özlemini duyduğu yeni değerlere kavuşması gerçekleşmiş olacaktır. Gelecek kuşaklar, gelişmeleri izleyecekler ve sonuçları göreceklerdir. Artık, Yeni Çağın Dinamososu INTERNET'tir!?

Tasarım ve Uygulama entegresoft