Can Kıraç

KEMAL DERVİŞ DİREKSİYON BAŞINDA !

Ne yazık ki, Kemal Derviş'i tanıyanlar arasında değilim!

"Ecevit hayranı" olduğum yıllarda onun Bülent Bey'e danışmanlık yaptığını hatırlamamış olmayı, kendim için noksanlık, Kemal Derviş için ise önemli bir tevazu göstergesi saymaktayım. Demek ki, birçok siyasetçi ve aydının, öne çıkmak amacıyla "Kara Oğlan"ın etrafında toplandığı bir dönemde, Kemal Derviş, kendini geri planda tutma erdemini gösterebilmiş bir kişiliğe sahipmiş.

Bugün karşı karşıya kalınan manzarayı ise çok ilginç buluyorum; Kemal Derviş'i tanıyan ve ona hayran olan ne kadar çok Türk dostu varmış! Ve çöken ekonomik programı ısrarla savunduktan sonra ortaya çıkan krizin sebeplerini bilen ne kadar çok ekonomiste sahipmişiz! Şaşmamak elde değil.

Kemal Derviş'in, ehliyetli bir uzman olarak, devrilen Türk ekonomimisinin direksiyonuna geçirileceğini öğrendiğimde, kafamda bir umut ışığının belirdiğini itiraf etmek isterim.

İçine düştüğümüz acıklı durumu bu yazıda tekrarlamanın yararı olmadığını biliyorum. Ancak, şu görüşümü belirtmekten de kendimi alamıyorum: Bir kaza sonucu büyük hasar görmüş araçlar için sigortacıların "pert-total" dedikleri bir tespitleri vardır. Bugün böyle vahim bir durumla karşı karşıya kaldığımızı bilmemiz gerekiyor.

Nitekim, ekonomik yapımızın bütün temel unsurları, neredeyse tamamen yok olmuş bulunmaktadır. Ekonominin itici gücü ve "motörü" olan finans sektörü bütünüyle çökmüştür. "Vites kutusu" durumundaki Merkez Bankası ve Hazine Müsteşarlığı devre dışı kalmıştır. Sistemin "direksiyon donanımı" olması gereken Bakanlar Kurulu ekonominin dışına taşınmıştır. "Fren ve güven donanımı" olduğu kabul edilen IMF ise dağılmış, güvenini yitirmiştir. Ekonominin "tekerlekleri" durumundaki sektörlerden; işçi ve memurların, esnaf ve tüccarın, çifçi ve sanayicilerin yürüyecek halleri kalmamıştır. Otomobillerdeki "gösterge tabloları" gibi ekonominin göstergesi olan "borsa" ise işlemez durumdadır. Ve ekonominin "karoserisini" oluşturan "piyasa" parça parça dökülmektedir!

Tabii ki, böylesine harap edilen Türk ekonomisinin "kaybolan" direksiyonunun başına, Dünya Bankası deneyimi olan bir uzmanın getirilmesinden hepimiz umutlanmalıyız. Ancak, bu "uzman şöförün", önce bozulan parçaları onarması, kaybolanların yerine yenilerini bulması gerekecektir. Bu onarımın zaman alacağı, sabır ve özveri isteyeceği, faturasının da hayli pahalı olacağı bilinmektedir.

Şimdi, kendilerini "seçilmişler" olarak tanımlayan ve bunu -sanki doğruymuş gibi- durup durup kafamıza çarpan parlamenterleri-mizin ve bakanlar kurulu üyelerinin, bu "atanmış"ı , zaman içinde, nasıl "içlerine sindirecekleri" ve kendisine ne süre destek verecekleri herkesçe merak edilmektedir. İktidar koltuğunda oturanların ve "arabayı" devirmiş olanların Kemal Derviş'in "ışıltısına" dayanıp dayanamıyacaklarını bekleyecek ve göreceğiz!

Türkiye'den uzakta yaşamış olmasına rağmen, Kemal Derviş'in memleket gerçeklerini bildiği beyan ve davranışlarından anlaşılmaktadır. İnsanımızın isteklerini gözardı etmeden ve politikacılarımızın ayak oyunlarından etkilenmeden icraatını deneyimleriyle bütünleştirmeyi başarırsa, Kemal Bey'e en büyük desteğin halktan geleceği muhakkaktır.

Ancak, Kemal Derviş şu gerçeği de asla unutmamalıdır: Yaşadığımız bunalımlardan usanmış olan halkımızın, artık, içi boş konuşmaları ve pembe vaatleri dinlemeye tahammülü kalmamıştır. Bunun için de, Kemal Derviş, toplumu aydınlatma ve uygulamaları şeffaflaştırma toplantılarında konuşma içeriğini, dozunu ve zamanını çok iyi ayarlamalıdır.

Toplum olarak, Türk Silahlı Kuvvetlerine beslenen güven duygumuzu, son dönemde, Cumhurbaşkanı'mıza duyulan güvenle bütünleştirmiş bulunuyoruz. Umalım ve dileyelim ki; Kemal Derviş, icraatıyla, yeni bir güven halkasının oluşmasını sağlayan bir lider olduğunu kanıtlasın. Ona başarılar diliyoruz.

15 Mart 2001

Tasarım ve Uygulama entegresoft